'Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı' sonuç bildirgesi açıklandı

'Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı' sonuç bildirgesi açıklandı 

Sonuç bildirgesini okuyan DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, 15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Diyarbakır'da gerçekleştirdikleri konferansı, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlandırdıklarını belirterek, "Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettiğimiz sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya halkları ile paylaşıyoruz" dedi.

Diyarbakır'da hafta sonu gerçekleşen "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı"nın sonuç bildirgesi açıklandı. Kürtçe ve Türkçe olarak okunan bildirgeyi Türkçe DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Kürtçe ise Azadi İnisiyatifi Koordinatörü Adem Özcaner okudu. Tuğluk, 15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi, etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Diyarbakır'da gerçekleştirdikleri konferansı, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlandırdıklarını belirtti. Tuğluk, Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve değerlendirmeler ışığında elde ettikleri sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya halkları ile paylaştıklarını kaydetti.

'Konferansımız tarihi kararlara ulaşmıştır'

Tuğluk, "Türkiye Cumhuriyeti, resmi kurucu ideolojisiyle tekçi ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt halkı ve Kürdistani tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asuri-Süryani, Ermeni, Laz, Gürcü, Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkez, Türkmen, Mıhallemi, Ezidi, Romanlar gibi halklar ve kültürler ile İslami grup, cemaatler ve özellikle kadınlar inanılmaz bir baskı ve yıldırma mekanizmasının mağdurları olmuştur" dedi. Son yüzyılın kendileri açısından tekçi sisteme karşı başkaldırı ve özgürlük mücadelesi ile geçtiğini belirten Tuğluk, "Konferansımız, bu serhıldanlarda hayatını kaybetmiş ve şehit olmuş herkesi minnet ve saygıyla yad eder, rahmetle anar" dedi. "Serhildanlar geleneğinin" bir parçası olan PKK öncülüğündeki Kürt başkaldırısının son 30 yıldır sürdüğüne işaret eden Tuğluk, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm imha, inkar ve baskı uygulamalarına rağmen Kürt halkının direncinin kırılmadığını vurguladı. Tuğluk, konuşmasını devamında şunları dile getirdi: "Barış ve özgürlük özlemi içinde, Kürdistani kimliklerin katılımıyla toplanan konferansımız, Kürdistan ve tüm bölgenin özgür geleceği için anlamlı bir adım atmış ve tarihi kararlara ulaşmıştır."

Tuğluk, konferansta alınan kararları şu şekilde sıraladı:

"* Sayın Abdullah Öcalan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Kürt hareketi sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için samimi ve ciddi adımlar atmıştır. Konferansımız hükümetin aynı ciddiyetle ve samimiyetle adımlar atması gerektiğini ifade etmiştir.

* Delegasyonumuz, bu aşamada, hükümetin hala kullanmakta olduğu dil ve üslup, yeni karakol yapımları, koruculuğa yeni kadroların açılması ve askeri hareketlilik gibi uygulamalardan kaygı duymaktadır. Kamuoyunda güven yitimine ve samimiyetin sorgulanmasına yol açan bu uygulamaların derhal sonlandırılması çağrısında bulunur. Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.

* Kürdistan halkları kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistan'ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.

* Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.

* Yoksulluk, göç, işsizlik, ekolojik tahribat gibi devasa toplumsal sorunlar, Kürdistan’da tüm yoğunluğuyla yaşanmaktadır. İçerisinde siyasetin-sivil toplum örgütlerinin-yerel yönetimlerin ve farklı grupların da olduğu bir mekanizma kurularak, kamu kaynaklarının pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistan'a aktarılmasının sağlanması gerektiğini önemle vurgular.

* Konferansımız Kürdistan'ın geleceğinin inşasında gençliğe olan inancını ifade eder ve iradesini önemser.

* Başta hasta ve çocuk tutsaklar olmak üzere cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

* Faili meçhullerin aydınlatılması ve toplu mezarların ortaya çıkarılması için devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir.

* Konferansımız 21'inci yüzyılın en temel sorunlarından birisinin cins çelişkisi olduğu tespitinden hareketle, toplumsallığın en dinamik parçası ve kurucu aktörü olan kadının durumunun toplumdan ayrı ele alınamayacağına dikkat çeker. Kadına yönelik her tür müdahale aynı zamanda topluma yapılan bir müdahaledir. Konferansımız kadına yönelik her türlü saldırının karşısında olduğunu ilan eder. Kürt kadının Kürdistan mücadelesinde oynadığı rol tüm dünyaya örnek olacak şekildedir. Kadının, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, özgün ve özerk yapısıyla, karşı cinsle eşit boyutta toplumsallığın her kademesine eşit katılma kararlılığını benimser.

* Kürdistan coğrafyasında yaşayan Ermeni, Asuri-Süryani, Arap, Mıhallemi ve Türkmen gibi birçok halk ile Müslüman, Hristiyan, Musevi, Ezidi ve Aleviler gibi inanç grupları hem devletin politikaları nedeniyle hem de bu politikaların yol açtığı yanlış bilinç nedeniyle önemli zorluklar yaşamaktadır. Öncelikle tüm bu geçmişle yüzleşerek, yeni, eşit bir yaşam kurmak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle kimliklerin özgürce ve inançları doğrultusunda yaşayabilmeleri ve gereken koşulların sağlanması için Konferansımız etkin çaba içinde olacaktır. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı 20'nci yüzyıl boyunca tekleştirici politikalar nedeniyle kendi topraklarından kopmuş tüm kesimleri geri dönmeye çağırır.

* Konferansımız, Rojava parçasında kendi özgücüyle ve kendi özgün siyasetiyle gerçekleşen halk devrimininin yanında olduğunu belirtir. Kürt Yüksek Konseyi şahsında, birliğini ve ittifakını büyük ölçüde sağlamasını önemli görür. Rojava’da elde edilen kazanımların her Kürdistanlı tarafından korunması gerektiğine işaret eder. Diktatörlük rejimi ve Suriye muhalefetinde yer alan kimi çeteci grupların Rojava’ya yönelik tüm saldırılarını kınar. Konferansımız Rojava'nın, sınır kapılarının açık tutularak tüm Kürdistanlıların Rojava'ya yardım yapması çağrısında bulunur. Uluslar arası camiayı Suriye ile ilgili mekanizmalara Rojava Kürdistanı'nı resmi olarak dahil etmesini talep eder.

* Ulusal Konferansın toplanmasının yaşamsal önemde olduğunu ifade eden konferansımız, Kuzey Kürdistan Konferansı olarak bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceği iradesini beyan eder. Irak Cumhurbaşkanı Sayın Celal Talabani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Sayın Mesut Barzani, KCK Başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistani güçleri, Ulusal Konferansın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.

* Konferans delegasyonu, Kürdistan davasına katkı sunmuş her siyasi şahsiyet ve yapının emeğine saygı ve minnetle yaklaşır.

* Konferansımız BM, İKÖ, AB ve dünya halklarını Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı sorumlu davranmaya davet eder.

* Konferansımız tüm uluslar arası örgüt ve devletlerden PKK’nin terör listesinden çıkarılmasını talep eder.

* Konferans delegasyonu Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın iradesini temsil edecek 'Birlik ve Çözüm Komitesi' oluşturma kararı vermiştir. Bu mekanizma, yeni katılımlara açık bir şekilde konferansın aldığı tüm kararları takip etme, uygulama ve ihtiyaç duyduğu alanlarda komisyonlar kurma ve daha sonraki dönemlerde Konferansı yeniden toplama iradesine sahiptir. Bu komite demokratik müzakare sürecinin etkili organı olma misyonuyla çalışmalarını yürütür.

* Konferansımız; Türkiye halklarını, Konferansımızda açığa çıkan iradeyi tanımaya, esas almaya ve Türkiye Cumhuriyeti devletine Kürt halkının haklarını tanıması için baskı kurmaya çağırır. Aynı zamanda Konferansımız demokratik ve meşru mücadelesini destekler."

Beğendiyseniz Tıklayınız :

Yorum Gönder

 
Bizi Takip Etmeye Devam Edin
Copyright © 2011-2013. Şırnak Press
Lütfen Alıntı Yaptığınız Takdirde Sayfamızı Kaynak Gösteriniz Aksi Takdirde
Kaynak Göstermeden Yazıları, Yayınları, Haberleri...Vs Paylaşanlar Hakkında Hukuki İşlem Başlatılacaktır.